8 Şubat 2010 Pazartesi

Çalışma Masam

Herkese selamlar.

"Çalışma Masam", bir film, bir kitap ya da bir hikaye değil. Bir şiir de değil, bir anı da. "Çalışma Masam"dan kastettiğim şey gerçekten de tahtadan, ufak bir park manzaralı çalışma masam.

Peki ben delirdim mi de çalışma masamı anlatıyorum, çok mu özel, eşi benzeri mi yok, doğaüstü bir özelliği mi var? Hayır. Benim çalışma masam sıradan bir masa. Ama gene de bu masa diğerlerinden farklı; çünkü bu masanın üstünde düşüncelerim, hayallerim, umutlarım, fikirlerim var. Yazdığım şiirler, aldığım kararlar, bulduğum fikirler bu masanın başında gerçekleşti. Manzarama bakıp, hevesle hayal ettiğim yer masam.

Ev içinde vaktimi en çok geçirdiğim yer masam. Ödev de yapsam, oyuın da oynasam, televizyon da izlesem onun başındayım. Bir bakıma özdeşleştim onunla. Altı üstü tahtadan bir yüzey ve iki ayak olmasına rağmen, yanı başında yaptıklarım masamı özel yapıyor sadece benim için.

Bazıları beni anlayacaktır; çünkü bu, vefat eden bir sevdiğinizden kalan bir eşya veya çocukluğunuzu geçirdiğiniz oyuncak, hayran olduğunuz bir ünlüden aldığınız bir hatırayla kurduğunuz bağa benziyor. Onları özel yapan eşyanın kendisi değildir de üstlerindeki anılardır ya, işte bundan söz etmeye çalışıyordum.