13 Şubat 2015 Cuma

Bebop Kafalı

Bu yazı hayatımın iki temel unsurunu birbirine bağlayabilmem ile başlıyor. Yazmaktan ve müzikten bahsediyorum. Kendimi bir yazar veya şair veya daha geniş bir tanımla edebiyatçı olarak bebop jazz müzisyenlerine benzetiyorum. Hal böyle olunca Bebop Kafalı kendim için ürettiğim bir tanıma dönüşüyor. Edebiyatımı bebop'a neden benzettiğime gelince; genelde anlık, hızlıca, doğaçlama, geçici bir fikre veya ilhama dayanan ve tekrarı olmayan veya sürdürelemeyen bir uslupla yazdığım için eserlerimi bebop parçaları gibi görüyorum. Birden fazla kez bütünlüklü romanlar veya fikir eserleri yazmayı denedim, hatta bir tanesinden hala vazgeçmiş değilim fakat o kadar çok değişime uğruyorum ve o kadar çok ekleme çıkarma yapıyorum ki kafamın içinde eser yılan hikayesine dönüyor, bütünlüğünü kaybediyor ve kurgu ilerleyemiyor. Hatta şu an şunu yazarken bile nasıl sonlandıracağımı kestiremiyorum. Yine de yazılarım tamamlandığında ortaya güzel bir şey çıkıyor, belirli bir şeye ait olsa da bir yanıyla da özgün, insanların bağlanabildiği fakat herkese yönelik veya herkese uygun değil ve taze bir şey, tıpkı bebop gibi. Ve ne tesadüftür ki ben beop jazz'ı çok severim.