3 Haziran 2020 Çarşamba

Belkiler Ve Tercihler

tanrılarımız var çünkü korkuyoruz şiddet uyguluyoruz çünkü şiddet doğamızın bir parçası ve evet şiddet doğamızın bir parçası çünkü korkuyoruz sen ben ahmet mehmet valiler başkanlar papazlar krallar yargıçlar ve polisler bizim bir değerimiz yok bir şekilde doğduk bir gün öleceğiz bizi hatırlayanlar olacak ama ne kadar derin iz bırakırsak bırakalım zemin kumdan o yüzden bir gün gelecek o izden geriye hiçbir şey kalmayacak ama yarın ama bin yıl sonra o yüzden amaç ve anlam dediğimiz şeyler sadece kendimiz için olmalı sadece son nefesini rahat verebilmen için olmalı bu farkındalığa varıp da sosyal normlardan kendini tamamen koparmak mümkün ama kopmayanların o son nefesini verdiği anda yaktığı canların veya verdiği hasarların vicdan azabı yüreğine sızmaması isteği onları sosyal normlara tutuyor haklıyım veya haksızım önemli değil zaten anlatmaya çalıştığım şey de bu sökülüyoruz adım adım ama bir kıymeti yok çünkü bir gün gelecek ve bugünün son aylardaki sökülmelerin hiçbir önemi kalmayacak iki bin on üç artık sadece orada olanların ve hatırlayanların kendini tatmin etmek istediği zaman kullandığı bir replik sırf avrupada bin dokuz yüz kırklarda belirli bir grup insandan altı milyon kişi öldü ve onların ölümüne yol açan fikir ve inanç dünyaya hiçbir katkı sağlamadı ama o fikir ve inanç bugün bile yaşamaya devam ediyor hala ne baktın lan mantığında kavgalar ediyoruz öfke duyuyoruz çünkü yetersiziz güçsüzüz önemsiziz hırs duyuyoruz çünkü yetersiziz güçsüzüz önemsiziz sarayların bankaların polislerin bile olsa bir gün hepsi ama istisnasız hepsi kaçacak elinden çünkü yetersiziz güçsüzüz önemsiziz sadece sen değil ben de ahmet de mehmet de valiler başkanlar papazlar krallar yargıçlar ve polisler de eline bir takım kartlar dağıtılmış ve oynayacaksın bu kadar basit var olmak hepimizin önünde boş bir tuval ve elimizde olan boyalara göre resim çiziyoruz eğer resim çizmekten hiç ama hiç anlamıyorsan vah vah var oluşun hiç de sikinde değil haberin olsun kanunlarımız var çünkü biraz olsun rahatlık arıyoruz sınırlarımız var çünkü rastgele dağılan bir bütünden herhangi bir parçasın hayata geldiğini biliyoruz ama öldükten sonra ne olacak bilmiyoruz sen bu hayata bunu okuyabilen bir insan olarak geldiysen bu tamamen şans belki bir at ya da lale ya da yunus olarak gelecektin hayata belki bir bakteri olacaktın ama bir insansın ve bunu okuyorsun bunu okumayı seçiyorsun benim bunu yazmayı seçtiğim gibi belki mayan ve onun yoğurulmasının da etkisiyle bu okuduklarını ufuk açıcı buluyorsun belki de saçmalık olarak görüyorsun ama her halikarda bir şeyler seçiyorsun insan olarak yapabileceğin en fazla şey bu hakkın elinden alınana kadar seçmek de seçmek seçim üstüne seçim yapmak geri dönmeye olan hevesim yüzünden bunu çok düşündüm ama başa saramıyorsun ulan daha yaşadığın boyuttan emin olamıyorsun belki de oturduğun yerde başka bir boyutta başka bir canlı var belki de içtiğin çayın içinde bambaşka bir dünya var ama bilmiyorsun bilimimiz var biraz olsun anlayabilmek için ama o da canlı bir şey o da değişiyor onda da kesinlik yok kimi insan var bu fikirler bütünlüğünü anladığı kadarıyla bir karar alıyor ve maneviyata sığınıyor maneviyatımız var çünkü biraz olsun rahatlığa ihtiyacımız var mesela ben tekdüzeliğe sığınıyorum masa başı çalışmaya film izlemeye çay demlemeye benzin almaya arkadaşlarımla boş şeyler hakkında konuşmaya sığınıyorum çünkü o tuvale bir şeyler çizmem lazım öyle bir ihtiyaç hissediyorum ve tuvalimin yırtılması kaçınılmaz olduğu için ne çizdiğime fazla dikkat etmiyorum bu da benim tercihim bazı insan var o tuvale gelmiş geçmiş en güzel evi çizmeyi hedef seçiyor kendine ya da bazısı var o tuvali baştan aşağı tek bir renkle boyuyor gibi gibi bakış açım zorla değişince bir kıvılcımın çakması kalabalığı yakmaya ve arındırdıklarımla yola devam etmeye yetti tercihimiz var çünkü sahip olduğun her şeyi arındırdığında hepsinden bir tek tercihler çıkıyor