6 Ağustos 2020 Perşembe

Uzak Ara, Sebepsizlik - Sonuçsuzluk Sarmalı, Çıkış ve Deneme

Çıt yok.



Bugün bir şeyler söylemeye sebebim de yok. Hiç bir gelişme yok. Tamamen sessizlik içinde oturabilirim. Eylemsizlik içinde kalabilirim. Esen rüzgarın sesi bile çıkmaz. Ama işte bir harekete, bir etkiye ihtiyacım var. Çünkü her şey yıkılıyor, paramparça oluyor ve biz buna evimizde oturarak şahit oluyoruz. Katıksız, safkan bir edilgenlikle karşılık veriyoruz.

Sosyoekonomik bir yorumda bulunmak niyetinde değildim aslında. Ama kafamı kaldırıp da evimin önündeki küçük parkı görmek bile bana kıyameti, kaybı, sorunları hatırlatıyor, evimin içine bakmaksa salgını, yalıtımı, yalnızlığı ve edilgenliği. Bütün bunlar yorulamıyorum, meşgul olamıyorum diye oluyor.





Bir yerlerden canlanmam lazım.





Sıkıntıdan deniyorum. Bu sefer de böyle olsun. Kısacası evimin içine yine çöp atıyorum. Kendimizi bir yere kadar oyalayabiliyoruz.




Gün kendi içinde bitmek bilmezken hayatı bir gün sonrasına geçmek için yaşayamıyorsun. Tüketme alışkanlığı olunca yavaşlamak zor geliyor. Zekasına güvenen biri zekasıyla bir sorunu çözemezse için için kırılmaya başlar. Sadece zeki insanların sorunu değildir bu. Her insan, güçlü olduğu yönde hezimete uğrayınca aynı korkuya kapılır. Ve bugünlerde mağlubiyet yeryüzündeki en yaygın varlık.

Ama yukarıda Allah var, yanlış kararlar almak konusunda çok başarılıyız. Gerçi kim ne yapsın böyle başarıyı.







Her şeyin tadı kaçtı.



Kes.