24 Temmuz 2021 Cumartesi

Mood Swing

Canım sıkılmasaydı yazmaya niyetlenmeyecektim.

Çünkü sıkıldım artık, çok fazla şeyden sıkıldım. Her günün birbirine benzemesinden sıkıldım. Yalnızlıktan sıkıldım ve bu yalnızlığa neden olan her şeyden sıkıldım; özellikle maskelerden çok sıkıldım. Hastalıklardan da sıkıldım. Yemek yemekten sıkıldım, yemek yemekten, hani şu her gün yapmak zorunda olduğumuz bir kaç eylemden biri olan, yapmazsak öleceğimiz yemek yemekten. İçmekten dahi sıkılmak üzereyim ki bu cidden sıra dışı bir durum.

Ağır adımlarla hareket eden biriyim ben, bu ağır adımlar düşüncelerim için de geçerlidir. Anlatılarımda yeni konulara çok yavaş geçiyorum. Ancak yirmilerimi kapamaya yaklaşmışken, hayatımın ivmesindeki bu düşüş beni iyice geriye çekiyor. Öfkeleniyorum; dünya üzerinde çok daha iyi bir yerde, bir durumda olabilirdim, ama akmayan, kokmayan, ara dere, basık bir yerde sıkışıp kaldım.

Bu yüzden de yazmak falan istemiyorum aslında; aynı sıcak sabahları ve sıkıcı toplantıları, aynı öğlen yemeklerini ve bakkal alışverişlerini kaç kere yaşayabilir insan? Kaç kere bugününden şikayet edebilir, ilan-ı aşk edebilir, hayal kurabilir, büyük büyük iddialarda bulunabilir? Hüznü, öfkeyi, umarsızlığı kaç tekrar yazabilir? Ben genç olduğumu hatırlamak istiyorum, kendi tercihlerimi istiyorum, ayaklarım üzerinde durmak, yeni insanlarla tanışmak, dışarıda olmak istiyorum.

Düşünerek zaten çok vakit geçiriyorum; düşünmemek istiyorum.

Kalıpları kırmaktan, olağanın dışına çıkmaktan bu kadar çok söz edince, konu da meta bir hal alıyor. Gündelik hayattan çıkıp felsefi, hatta belki ruhani bir hal alıyor. Çünkü oradan dışarı, buradan öte, şuranın ilerisi derken geriye arkada bırakacak beden kalıyor, akıl kalıyor, dünya kalıyor. O kadar da ileri gitmeyeceğime göre, kelimeler anlamını yitiriyor, bütün bu söylenmelerim boş laf, kuru gürültü halini alıyor. Eyleme geçmeyince, sözler havada buharlaşıyor. Teori tartışıyorum kendi kendime sadece.

Kendim için yaptığım bu işin bile bir iş halini alması aslında anlatmaya çalıştığım durumun örneği. Lafı eveleyip geveleyip duruyorum, çünkü şunu o kadar uzun zamandır dillendiriyorum ki, o kadar farklı farklı biçimlerde anlattım ki tekrar sözünü etmekten bile tiksinir oldum; memnuniyetsizim ben. Sokaktaki adamdan da memnuniyetsizim, dairedekinden de. Uçak bileti fiyatlarından da memnuniyetsizim, lahmacun fiyatlarından da. Siyasetinden, sosyoekonomisinden, eğitiminden; bir tur daha atmayacağım bu konularda ama gözümle gördüklerimden, kulağımla duyduklarımdan memnuniyetsizim. 

Dolayısıyla, bende ne var ki size ne anlatayım? Anlatacak bir şey de yok, okunacak da. Yeryüzü bitmek bilmez, engin bir palavra halini aldı. Emeği geçenler zil takıp oynasın. 

Benim bütün istediğim güne sakince başlayıp, gündüzlerimi meşgul, akşamlarımı keyifli geçirmek, sonra da rahat bir kafayla yatmaktı. Ama bu istekten geriye toz bile kalmadı.