11 Ağustos 2021 Çarşamba

Türk Gençliği

Dünya bir restoran olsaydı, biz aşırı çalışmış, bitkin ve öfkeli garson olurduk. Bir lokma da kendi yiyebilmek için harap olan, hem mutfağın kaosuyla hem müşterilerin ağız kokusuyla uğraşmak zorunda kalan, patronunun asla umursamadığı garson olurduk. Ne ailemize ne arkadaşlarımıza vakit ayırabilirdik. Birileri sürekli bize bağırdığı için, aşçının ya da patronun hatası yüzünden sürekli suçlandığımız için sinirimizden çatlıyor olurduk. Sürekli ayaklarımızın üstünde durmaktan yılmış olurdur. Müşterinin ya da patronun ağzına tepsiyle vurmak için son bir yanlış söz ya da hareket beklerdik.

Dünya bir hapishane olsaydı, biz mahpusluğun bozduğu masum olurduk. Hak etmediğimiz halde cezalandırılmış, bu korkunç yerde sağ kalmaya çalışan, istemediği halde kötülüğe itilen masum olurduk. Çektiğimiz çile bizi gaddarın da gaddarı hale getirirdi. Bolca kavgaya karışırdık. Bizimle uğraşıla uğraşıla, başkalarıyla uğraşan mahkum olurduk. Koğuş ağası olduğumuzda gücümüzü kendimiz için kullanırdık.

Dünya bir şantiye olsaydı, biz ustabaşı olurduk. Hem mimarla, hem mühendisle, hem müteahhitle, hem amelelerle uğraşmamız gerekirdi. Demir yumruk olmamız gerekirdi, yoksa şantiyede hiç bir iş hallolmazdı. Herkes işi en iyi bildiği için, inşaat adam akıllı ilerlemezdi ve doğrusunu anlatmak bize düşerdi. Bir yandan amele gibi çalışırken, bir yandan mühendis gibi karar almamız gerekirdi. Herkesin bize ihtiyacı olurdu ama kimse bize hakkımızı vermek istemezdi. Hakkımızı istediğimizde lafı çevirirlerdi.

Dünya bir televizyon kanalı olsaydı, biz haber bülteni olurduk. İnsanlar bizi izlerdi ama dinlemezdi. Dinleseler bile önemsemezlerdi. Yırtınırdık önemli olanı anlatmak için; ama bizi umursamaz, eğlence programlarını ya da spor maçlarını izlerlerdi. Her gün her şeyden haberdar olurduk ama bir faydası olmazdı. Ama bir hatamızda yerden yere vurulurduk. Ya da kendi yorumumuzu katsak, kim var kim yok üstümüze gelirdi. Çünkü patronun umrunda olan tek şey rating olurdu. Rating getirmediğimiz için de bizi korumazdı patron.

Dünya bir sınıf olsa, biz sınıfın sessiz çocuğu olurduk. Diğerleri tarafından dışlanırdık farklılıklarımız yüzünden. Kimse bize derdimizi sormazdı. Hocalarımız bizim fikirlerimizle ilgilenmezdi. Hatta hocalarımız da bizi sevmezdi onların statükosunu bozduğumuz için. Hayallerimize ve hedeflerimize izin verilmezdi. İsyankar olmamızdan korkulurdu. Sık sık disiplin cezası alırdık, çoğunlukla haksız yere hatta. Bir gün patladığımızda da kötü adam olurduk.

Dünya bir film seti olsa figüran olurduk. Kimse yeteneğimizle ilgilenmezdi çünkü herkesin odak noktası filmin yıldızları olurdu. Yönetmen kibrinden boğulduğu için onunla iki kelime bile konuşamazdık. Set ekibinin başına bela olduğumuz için bize uyuz olurlardı. Bütün bunlar için de üç kuruş alırdık. Şansımız dönecek diye yıllarca beklerdik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder