12 Eylül 2015 Cumartesi

Şefim Bana Bir Porsiyon Farklılık

İnsanoğlu talepkar bir canlı türü; mutluluk talep eder, huzur talep eder, güç talep eder, zenginlik talep eder, spor arabalar, tatil, kuştüyü yastıklar, tam damak tadına göre hazırlanmış etler, temiz bir çevre ve dahası ve dahası ve dahası. İnsanoğlu tekdüze bir canlı bir türüdür, sıradışı veya özgün olanına pek rastlanmaz. Taleplerinin benzerliği bir göstergedir bu duruma. Derinlik talep etse insanlar, sanrılar talep etseler mesela, ya da amaçsızlık isteseler, zamansızlık, ufak ve dağınık evler, ormanda kaybolmak, ellerini kullanmak, konuşmamak, ten uyumu, uzun yürüyüşler, uçurumlar talep etseler? Hayatlarımızı bir akrep veya bir yelkovan gibi hep aynı daire içinde geçirmektense bir yaprak gibi geçirsek süzülerek rüzgarda veya yağmur damlaları gibi bir noktadan başlayıp bilinmeyen bir yere düşen ve oradan bulan yolunu, ister bir çatı ister bir dağın eteği ister doğrudan toprak? Varolandan, düzden, olağandan, basitten kaçmak bu kadar mı zor? Bakın zor mu diye sormuyorum, onun cevabını yaşayarak öğrendim zaten, bu kadar mı zor diye soruyorum. Biraz kumarbazlık hepimizin işine gelir bence. Hayat dediğiniz korkutuğunuz kadar kısa değil, her zaman olsa da oturup soluklanmak için bir kaç saat veya kafa dinleyecek bir haftasonu veya sahil kenarı bir yere gitmek için bir hafta bulacaksınız zaten bu süre içerisinde. Ama birkaç istasyonluk o dairesel döngüyü ara ara kırmazsak zaten o molaların da bir anlamı kalmayacak bir yerden sonra. Bir şekil olarak daireyle alıp veremediğim yok ama bir sembol olarak daireye çok derin bir düşmanlık besliyorum. Dairesel olmayın, çizgiel olun, bir güzergah üstünde olun ve ilerleyiz, zigzaglar çizin, dalgalanın, keskin virajlar çizin, ama çizgisel kalın. Tekrara düşmeyin. Kaybolursunuz. Birey olarak kaybolursunuz. Aynı dairenin içinde bir siluet olursunuz. Olmayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder