6 Ocak 2017 Cuma

Sağ Yerine Sarışın, Sol Yerine Kukla

Hayatlarımızı saniye saniye yaşarız. Kararlarımızı saniye saniye veririz ve saniye saniye inşa ederiz. Sonuçlarımızı kümülatif bir biçimde belirsiz bir süre sonra elde ederiz. Yönümüzü kırılma anlarıyla değiştiririz. Her saniye ayrı bir kuvvet gerektirir. Bebeklik arkamızda kalınca, yürümek bize artık zahmetsiz gelir zannederiz çünkü artık fiziksel bir zorluk yoktur ortada, fakat manevi olarak her adım güç ve dirayet ister. Adım adım ilerleriz, her seferde bir adım. Her seferde bir birim mesafe. Üçyüz altmış derece içerisinde istediğimiz yöne gidebiliriz. Kürenin içinde istediğimiz tarafa ilerleyebilir, istediğimiz noktada bekleyebiliriz. Her adımını sağlam zemine atamazsın. Her yolda istediğin yere varamazsın. Her yoldan geri dönemezsin. Her sokak birbirine bağlı değildir. Eğer istersen sürekli aynı yönde ya da aynı hızda ilerleyebilirsin, eğer istersen sürekli aynı bölgeyi yürüyebilirsin. Ama hata edersin.

Kendini çizebilirsin. Kendini süsleyebilirsin. İçini istediğin şeyle doldurabilirsin. Kendine istediğin kalıbı verebilirsin. Kendine sürekli aynı kalıbı verebilirsin. Kendini bırakabilirsin başkaları seni çizsin, ki burada da hata edersin. Kendini çizerken yarı yolda stil değiştirebilirsin, çizimine ilüzyon katabilirsin, aslının görünmeyeceği kadar süse boğabilirsin kendini, kalıbını senin seçtiğin malzemeyle değil de dışarıdan sana verilenlerle doldurabilirsin. Yine hata edersin.

Şu an bunları sana fısıldayarak anlatıyormuşum gibi davranabilirsin. Kafandan geçenleri istediğin mizansenle süsleyebilirsin. Gördüklerini kafanın içinde değiştirebilirsin. Gerçekliğe kendi yorumunu katabilirsin. Gerçeklerden kaçabilir, gerçekleri hayallerine göre eğip bükmeyi deneyebilirsin. Başarılı olamazsın.

Derin bir nefes alırsın. Sessizliğin içinde, kendine konuşan tek ses olursun. Zamana bir kitap ayracı koyarsın. İhtiyaçlarını giderirsin. Hayatının resmi zabıtında sayfa değiştirirsin. Yeni güne yeni oyun kurarsın. Ya da önceki geceyi uzatır, yarım kalanları nihayete erdirirsin. Seçim yaparsın. Hayatına biraz kesinlik katarsın. Belki hata yaparsın. Ama bir şey yaparsın. Kendi kalıbının üstünde çalışırsın. Biçimlenirsin. Kesinlik kazanırsın.

Gördüklerin, yaşadıkların, duydukların seni yontar. Yönünü etkiler. Bundan kaçmazsın, bundan destek alırsın. Bunu kullanırsın. Katkısını alırsın.

Her şeye hissetmekle başlarsın. Çok doğru olmasa da, neler hissedeceğini kısmen seçebilirsin. Bu seçimi neler hissetmeyeceğini kısmen seçerek yaparsın. Her zaman başarılı olamazsın. Bazen hissederek, bazen hissetmeyerek hata yaparsın. İlla bir şeyler hissedersin. Hissizlik de, boşluk da hissedilebilir. Hissetmek bir yanıyla güç ister, bir yanıyla hiç güç istemez. Hissetmek bir yanıyla garip, bir yanıyla olağandır. Hissetmek her şeyi içinde barındırır.

Tanımlar kesin değildir. İnanışlar kesin değildir. Bazen gerçekler bile kesin değildir. Yürüdüğün sürece kesinlik yoktur. Kesinlik hiçbir zaman yüzde yüze ulaşmaz. Her zaman bir zıtlık payı vardır. Küçük ya da büyük, o zıtlık payı oradadır. Okuduğunda doğu anlayışı sezebilirsin mesela, ama pekala batı anlayışı da olabilir. Zıtlık payının en az olduğu yön kavramı doğunun sağ elinin sağından itibaren olduğu, batının da sol elinin solundan itibaren olduğudur. Fakat her ne kadar saçma gelse de bizden öncekiler sağ yerine sarışın, sol yerine de kukla kelimelerini seçselerdi tanım olarak, sağına sarışın, soluna kukla diyecektin. Kesinlik asla yüzde yüz değildir. Bu cümle paradoks içerir. Bütün hayat paradoks içerir.

Görüşün her zaman açık olmaz. Bazen yolu seçemezsin. Bazen yönden emin olamazsın. Bazen adımlarını takip edemezsin. Bazen kaybolursun. Bunlar dalga üstünde ilerlediğin için olur; yukarı ve aşağı. Daha doğrusu bir yönden bir yöne. Biri iyi ve biri kötü. Veya biri idare edeceğin türden ve diğeri seni başka bir başlangıca götüren türden. İyi ve kötü de sorgulanabilir. Sorgulamak yeni bir şey değildir, hele iyiyi ve kötüyü sorgulamak asla yeni bir şey değildir. Emin olabileceğin şey bazı şeyleri asla bilemeyeceğindir.

Bazen müzik yokken müzik duyarsın. Bazen ihtişam ararsın ve klasik müzik duyarsın. Bazen sükunet ararsın ve reggae duyarsın. Bazen acı duyarsın ve halk müziği duyarsın. Bazen mutlu olursun ve rock müzik duyarsın. Veya pop müzik duyarsın. Hangi müziği duyacağın sana kalmış.

Sana dair her şey, sana kalmış. Gerisi kümülatif bir biçimde oluşuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder