1 Aralık 2023 Cuma

Yeryüzünün En İğrenç Canlıları

1975 yapımı bir film var, Hollywood filmi. 70'ler ABD'nin zor zamanları; enflasyon, siyasi skandallar, Vietnam savaşı, hala devam eden anti-komünist propaganda, artan suç ve güçlenen mafya, sendikalarda sorunlar ve başka türlü dertler. Bu film o dönemde medyanın içerisinde hayatın zorlukları karşısında delice bir isyana kapılan bir haber sunucusunu ve medyanın ondan ve onun temsil ettiği histen, tavırdan, inançtan, isyandan nasıl istifade ettiğini, bunu nasıl sömürdüğünü anlatıyor. Filmi izlerken ne güzel diye düşünebilirsiniz, düzen karşıtı bir film, toplum eleştrisi yapan bir film. Ama işte sorun şu; film özellikle 70'ler için bayağı iyi kar ediyor ve 4 Oscar kazanıyor, yani film sistemin faydalarından güzelce yararlanıyor. Filmin metninde medyayı reddetmek var, kendi fikilerini savunma talebi var, kurulu düzene isyan var ama kimse bu filmden yola çıkarak doğrudan, hissedilir bir değişime gitmedi, yeniliğe gitmedi; kimse filmi dinlemedi. Dünya 70'lerde de götünün üstünde oturdu ve şimdi de götünün üstünde oturuyor. Bunun yerine filmde eleştrilen insanların, kurumların, sistemin beklentilerini karşıladık ve karşılamaya devam ediyoruz. 

Gerçek bir duyguyu ve insani bir tepkiyi al, süsle, sat, para kazan, tam olarak eleştirdiğin şeyi yap ve böylece mesajını piç et. Safkan kapitalizm. Kaptializmi yıkmayı bu kadar zorlaştıran şey bu. Kapitalizmde her şeyi ama her şeyi satabilirsiniz; düşmanınız, onun silahları ve onun iddiaları dahil.

Günümüzde aynı sıkıntılar yaşamaya devam ediyor. Türkiye ABD değil ama enflasyonumuz var. Siyasi skandallarımız var. Suriye'de, Ukrayna'da, Filistin'de savaş var. Sağcılık sadece Türkiye'de değil tüm dünyada güç kazanıyor. Suç artıyor. Koşullar aynı. İşin çirkin yanı, olan bitene itiraz etmek, isyan etmek istersek başımıza gelecek şey de 70'lerde olanla aynı. Bir isyan çıkacak, bu isyan sonra üretim hattına itilecek, ürün olarak şekillendirilecek, pazarlanacak ve satılacak. Bir noktadan sonra bu isyanın modası geçmiş bir ayakkabıdan ya da artık sıkmış bir hit şarkıdan farkı kalmayacak. Ama bir tepki vermemek de mümkün olmadığına göre, bu başarısızlığa mahkum hamle öyle ya da böyle gerçekleşmek durumunda kalıyor.

Kendimiz için iyi bir şey yapamıyoruz. Bundan aciziz. Bir şekilde suyun başına oturabilen kim varsa onlar istediğini elde ediyor ve geri kalanımız kendi kendimize zarar verip duruyoruz. Kimimiz bundan gurur bile duyuyor. Bu aptallık, bu açgözlülük, bu kötülük mide bulandırıyor. Yeryüzünün en iğrenç canlılarıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder