19 Şubat 2014 Çarşamba

Korku, Öfke, Şiddet ve İnsanın Diğer Hayvani Yanları

Alfred Hitchcock'un Psyco'su, Wes Craven'in Elm Sokağı Kabusu, Ted Bundy, Charles Manson, Black Sabbath, Cannibal Corpse, Batman'deki Joker, vs. vs... İnsanların korkudan, öfkeden, şiddetten, delilikten ve sapkınlıktan aldığı bir haz var, bu yadsınamaz. Yoksa yukarıdaki örneklerden hiçbiri ortaya çıkmazdı. Fakat işin garip tarafı yok etmeye çalıştığımız, günah olarak isimlendirdiğimiz, kaçtığımız, kendimizi korumaya çalıştığımız şeyler de işbu kavramlar. Ortada ciddi bir çelişki var.

Korkudan başlayacağım. Korkunun insanın kaçması gerektiği bir şey olduğunu düşünmüyorum. Korku motivasyondur, ilhamdır yeri geldiğinde, yaşadığını hissetmeni sağlayan bir unsurdur. Ayrıca korku ile ilgili şeyler satıyor, bunu gerçek anlamıyla söylüyorum; Halloween filmleri mesela, çifter çifter çekildi, üstelik re-make yapıldı. Sadece o değil; Teksas Testere Katliamı'ndan tutun Testere'sine ne kadar korku filmi varsa en az üç filmi çekildi (bu noktada The Shining'in iyi ki de bir istisna olduğunu belirtmek zorundayım, öyle bir filmin devamı çekilse rezalet olurdu).

Sırada öfke ve şiddet var, bu ikisi ayrı ayrı konuşulmaz. Şiddet öfkenin dışa vurumudur. Hani yaşadıklarınız bir şakaklarınız arasında bir de yüreğinizde bir ateş yakar ya, hani öfkedir ya bu his, hani bir şekilde tepki vermek zorunda kalırsın ya; işte şiddet budur. Öfke ise harekete geçmek için muhtaç olduğun güçtür.

İnsanı diğer hayvanlardan ayıran şey düşünme kabiliyetidir derler. Bunu söyleyenler de nihayetinde bir hayvan olduğumuzu unuturlar. Kibrin köpeği olmuş dallamalar. Kimse kendini büyük ve yüce görmesin, hepimiz hayvanız en nihayetinde. Sadece hayvan olduğumuzu söylemeye yetecek kadar algılarımız geniş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder