17 Nisan 2021 Cumartesi

La Brisa, La Tierra, El Sol, El Mar y La Libertad

 İki sene önce başka bir dünyada yaşıyordum.


O dünyayı özlüyorum. Eski sevgilisini unutamayanlar gibi; sık sık aklımdan o günler, o topraklar, o alışkanlıklar geçiyor. İçinde bulunduğumuz koşullarda oldukça doğal gibi gözüküyor. Öyle de olmakla beraber, bu durumun fazlasıyla can sıkıcı olduğu gerçeği de değişmiyor. Bugünümden de keyif almak istiyorum. Yapacak bir şeylerim olsun istiyorum. Yapamadığım şeyler yüzünden kendimi suçlu hissetmemek istiyorum. Sanki bir şeyler kaçıyor, ama neyin kaçtığını bilmediğim için nasıl yakalayacağımı da bilmiyorum.


Şehrimi hala hatırlıyorum. Güneş nasıl batardı, insanlar sahilde ne yapardı, kalabalığın uğultusu nasıldı, temiz hava yüzüme nasıl vururdu, kahvenin tadı nasıldı, yürümek ne kadar kolaydı sokaklarda; hepsini hatırlıyorum hala. Hayatımın çok istisnai zamanlarıydı; hakkını vererek yaşadım ama dahasını da istiyorum.


Dramatize ederken fazla da abartmamak lazım; asla geri dönemeyeceğimi düşünmüyorum. Hiçbir şey olmasa bile eskiyi yad etmeye dönebilirim. Ama benzer koşullar çok uzak gözüküyor. 


Bu süreç, bu karanlık zamanlar bizi kalın şeritlerle yontuyor. Bugünler de bitince, eskisinden fazlasıyla farklı bir adam olarak devam edeceğim yoluma. Ama o günlerde olduğum kişiyi korumak istiyorum. Kusurlarımla birlikte iyiydim, güzel bir hayat yaşayan biriydim. O güzel hayat, detay değil öz olan o güzel hayat; ondan uzağım ve çektiğim acının altında o var. Son son seslendirdiğim şikayetlerimin, huysuzluk ve mutsuzluklarımın altında bu var.


Tabii değişim için daha uzun zaman boyunca bekleyeceğiz. O yüzden diş sıkmak lazım; minesini kırmış olsak da çoktan, diş sıkmak lazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder